9 Nisan 2008 Çarşamba

PROF. DR. CEMALETTİN TAŞKIRAN - Rapor

KURTULUŞ SAVAŞI VE CUMHURİYET MÜZELERİNİN GELİŞTİRİLMESİ

Konu ile ilgili telefonla yapılan ön görüşmelerden sonra Kültür Bakanlığında 22 Kasım 2007 tarihinde ilgili uzman ve görevlilerin bazılarının da katıldığı bir toplantı yapıldı. Toplantıdan önce söz konusu 2 müzenin, açıldıkları dönemin tarihini ve Milli Mücadele ile Cumhuriyetin ilk yıllarındaki işlevlerini daha iyi yansıtacak bir şekilde görsel – işitsel teknikler ve yeni ve çağdaş sergileme tekniklerinin kullanılmak istendiği mekanlar, ilgililerden detaylı bilgi alınarak, gezildi. Daha sonra yapılan toplantıda konu ile ilgili öneriler, son gelişmelerle birlikte açıklandı ve yeni öneriler sunularak tartışıldı. Yapılan bu mekan gezisi ve önerilerin tartışıldığı toplantıda ortaya çıkan düşünceler, öneriler, imkanlar ve yapılması düşünülen değişiklik ve yenilikler net bir biçimde ortaya çıkmıştır.

Burada, söz konusu toplantıda ortaya çıkan görüş ve öneriler doğrultusunda bir Cumhuriyet tarihçisi olarak bu 2 müzenin geliştirilmesi hususunda şahsi önerilerimi ve müzede yapılabilecek panorama, tablo, canlandırma senaryoları ve bu senaryolarla vurgulanacak ve öne çıkarılacak mesajları aşağıda arz ediyorum. Daha önce proje çalışmalarına Askeri Tarih danışmanı olarak katıldığım Çanakkale – Gelibolu Tarihi Milli Parkı Uluslararası projesi ile Anıt Kabir Kurtuluş Savaşı Müzesi projesi çalışmalarından edindiğim deneyimlerden de yararlanarak bu önerileri arz ediyorum. Bunların tartışılarak olgunlaştırılacağı veya değiştirilebileceği açıktır.

Her şeyden önce çalışmalar için zamanın çok kısa olduğunu belirtmek gerekir. 30.10.2008 tarihinde yeni sergilemenin bitirilecek olması bütün bu toplantı, tartışma, inceleme, karar verme ve uygulama için 1 yıldan daha az bir zaman bırakmaktadır ki bu, çalışmalarda kısıtlayıcı bir faktör olacaktır.

Ayrıca bütün bu yeniden sergileme ve modernleştirme faaliyetlerinin müzelerin onarımı ihalesi kapsamında tutulması ve bunun için de sınırlı bir meblağ ( yaklaşık 1.250.000.00 YTL) ayrılması da yine çalışmalar için kısıtlayıcı bir unsurdur.

Belirtmeye çalıştığım son 2 konunun tamemen idari bir konu olduğu ve yetkililerin tasarrufu olduğu dikkate alınarak mevcut zaman ve imkanlar ölçüsünde müzelerde yapılabilecek yeniliklerle ilgili önerilerimizi aktarmak istiyoruz.

Yapacağımız öneriler elbette şahsi değerlendirmelerimize, gördüklerimize ve bazı tecrübelerimize dayanacaktır. Bunlar modern müzecilik açısından geçerli olmayabilirler. Daha etkili ve daha güzel fikirler mutlaka çıkacaktır. Çalışma grubunda bulunan mimar, ressam, uzman, sanat tarihçisi gibi konu ile ilgili bilim adamlarının fikirleri bu konuda karar oluşturmaya daha çok yardım edecektir. Şahsımızın katkısı daha çok seçilecek sergileme şekillerinde tarihi senaryolar ve bilgiler aktarma yönünde olacaktır. Burada yaptığımız öneriler bu konudaki şahsi fikirlerim olarak değerlendirilmelidir. Bu düşüncelerden hareketle önerilerimi Kurtuluş Savaşı Müzesi ve Cumhuriyet Müzesi için ayrı ayrı yapmak istiyorum.

1-KURTULUŞ MÜZESİ

Daha önce Bakanlık uzmanlarınca hazırlanan rapordan bu müzenin alt bölümünün yeni teşhire dahil edilmesi, buradaki girişte bulunan 3 sütunlu mekanın, halen fotoğrafhane olarak kullanılan mekanın ve hemen bu odanın yanında bulunan mekanın değerlendirilmesinin öncelik arz ettiği anlaşılmaktadır. Bu görüşlerden hareketle ve zamanın da sınırlı olması
dikkate alınarak öncelikle bu bölümlerle, daha sonra üst kattaki teşhirle ilgili görüşlerimizi aktarmak istiyoruz.

KURTULUŞ MÜZESİNİN ALT KATINDAKİ 3 SÜTUNLU BÖLÜM

Bu bölüm mutlaka gerekli olan havalandırma ve yeterli ışıklandırma ile teşhire katılabilecek niteliktedir. Yeteri kadar geniş bir alana sahiptir. Kolonların kısıtlayıcı rolleri olsa da iyi bir planlama ile bu kısıtlayıcı unsurların aşılabileceği düşünülmektedir. Bu kadar geniş bir alanın Panorama veya dönemine benzer objelerle, kurtuluş savaşının bir bölümünün etkili bir biçimde sunulabilmesine imkan vereceği düşünülmektedir.

Mevcut veya ilave edilebilecek imkanlara göre bu bölümde İstanbul’dan Karadeniz yoluyla İnebolu’ya cephane kaçıran motorlardan kağnılara cephane taşınması, kağnıların cephaneyi sıra halinde taşımaları, taşımayı yapanların ağırlıklı olarak kadınlar, yaşlılar ve çocuklar olduğunun vurgulanması ve bu kağnılardan birinin daha ön plana çıkarılarak kış ortasında cephane taşırken üzerindeki kazağı mermilerin üzerine örterek çocuğunun üzerine adeta kapanan ve o iklim şartlarında cephaneyi ve çocuğunu kurtaran ama kendisi soğuktan donarak şehit ola Kastamonu’lu Şerife Bacı olayı da gösterilebilir. Bu bir çok şekilde Anıtkabir’deki gibi tablolar veya panoramalarla verilebilir. Bunun kararı tartışmalarla ortaya çıkacaktır. Ama Müzenin alt katına girenler buradaki bu geniş alanda ALTIN YOL diye isimlendirebileceğimiz şu manzarayı, ses efektlerinin de yardımıyla, panorama veya tablo olarak görebilirler : Kış ortamında birbirini takip eden kağnılar (3-4 kağnı), kağnılara cephane yükleyen insanlar ( yaşlılar, çocuklar, kadınlar..), cephane yüklü kağnılar kırsalda yokuşta kayboluyorlar. Kağnılardan birinde Şerife Bacı’nın çocuğu ve çocuğunun üzerine kapanmış ve donmuş halde kendisi var.

Bilindiği gibi, İnebolu, Kastamonu, Çankırı ve Ankara kara yoluna o dönemde İstiklal yolu veya Altın Yol denilmekteydi. İstiklalimiz ve başarımız için o yıllarda ve o şartlarda altın değerinde olan mermi, tüfek, bomba vs gibi cephaneler bu yolla Ankara’ya ulaştırılıyor ve TBMM’nin yönlendirmesi ile cephelere ulaştırılıyordu.

Burada vurgulanacak olan Türk insanının, özellikle de Türk kadınının vatanını korumak için katlandığı zorluklar ve hayatını ortaya koyarak yaptığı fedakarlıktır. Bu bağlamda gezilecek alanın uygun bir yerine de Atatürk’ün Türk kadınının bu fedakarlığını anlatan şu sözleri verilebilir :

“ Türk Kadını,
Dünyada hiç kimse, ben vatanımı kurtarmak için Türk kadınından daha çok çalıştım ve daha çok fedakarlık yaptım diyemez.”

ALT KATTAKİ SİNEVİZYON ODASI

Kurtuluş Savaşı Müzesinin alt bölümündeki girişte sağda bulunan ve bize verilen rölövede sinevizyon odası olarak gösterilen mekan bu amaç için son derece uygundur.Müzenin girişinde veya çıkışında ziyaretçilere gruplar halinde müzenin alt katının kurtuluş savaşı yıllarında nasıl kullanıldığını gösteren veya anlatan fotoğraf, film, canlandırma, anlatım gibi görsel malzemeler sunulabilir.

ALT KATTAKİ ÇOCUK EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

Yine alt katta olan ve rölövede Çocuk Eğitimi bölümü olarak gösterilen mekan da kullanılabilir genişlikte değerlendirilmiştir. Bu odanın genişliği de dikkate alınarak burada bir başka canlandırmanın da mümkün olduğu düşünülmektedir.
Bu bölüm, kurtuluş savaşı yıllarında TBMM’ye katılan ve bu binada kurtuluş savaşını yöneten idealist insanların hangi şartlarda yaşadıklarını gösterebilecek bir şekilde düzenlenebilir.

Kararı daha sonra tartışılarak verilecek olan öneriyi şöyle açıklayabiliriz: Oda 2 bölüme ayrılmış.
Bir bölümde birkaç milletvekilinin yere serili yer yatakları düzgün ve katlanmış olarak duruyor. Bazı yatakları nyanında milletvekillerinden bazıları var. Bir yanda bir gaz ocağı (?) veya yemek pişirmek için bir ateş. Birkaç milletvekili ateşin üzerindeki tencere ile meşguller. Kendi yemeklerini yapıyorlar.
Diğer bölüm küçük masalarla (?) adeta bir yemekhane olarak ayrılmış. Bazı milletvekilleri o masalarda mütevazi yemeklerini yemekteler…

Bilindiği gibi, bu bölüm zaman zaman milletvekillerinin yemekhanesi olarak kullanılmış. Ayrıca, Anakara’ya gelen milletvekilleri otel olmadığı için öğretmen okulu binasında, dergahlarda, bu binanın alt katında ve ilk zamanlar bu binanın bahçesinde bile yatmak zorunda kalmışlardır. Bir devleti kuran seçilmiş insanların fedakarlıklarını ve bu fedakarlığı yapabilecek üstün kişilik özelliklerini burada vurgulamak mümkün olacaktır.


KURTULUŞ SAVAŞI MÜZESİ ÜST KAT İLE İLGİLİ ÖNERİLER


-Merdivenden çıkışta hemen karşımıza gelen Mescit odası olarak kullanılan bölüm aynen mescid odası olarak muhafaza edilmelidir. Bir mescit’te olması gereken dini objelerle belki zenginleştirilebilir( Kuran, tesbih,yazılar (?)vs.).
ayrıca burada, merdiven önünde namaz vakitlerinde ezan okunduğu belirtilmeli ve gerekirse ve bir sakınca yoksa bu odanın gezilmesi sırasında makama uygun olarak okunmuş bir ezan sesi derinden ses olarak verilmelidir. Bu Atatürk ve Cumhuriyet ile ilgili bazı kötü niyetli söylentilerin de önüne geçmeye imkan hazırlayacaktır.

-Hemen yanındaki Reis Odası yine olduğu gibi muhafaza edilmelidir. Atatürk’ün çalışma odası vurgulanmalı ve okuduğu bazı kitaplar da burada sergilenmelidir.


-Genel Kurul Salonunda bulunan Atatürk büstü, eğer tarihi bir özellik taşımıyorsa, kaldırılabilir. Onun yerine salonda Atatürk’ü hissettirecek ve önemini vurgulayacak bir yol bulunmalıdır (balmumu heykeli gibi). Orijinal olan 2 sıra ve soba vurgulanmalıdır. Genel kurulun ziyareti sırasında ses efekti olarak milletvekillerinin yöreleri ve isimleri okunarak yoklama yapılması ve bunun bütün katılan milletvekilleri için yapılması yerinde bir öneridir.

-TBMM 1. Dönem Mebus Listesinin bulunduğu oda yine aynı amaçla kullanılabilir. Milletvekillerinin listeleri, fotoğrafları, meclis’in herhangi bir yerinde çekilmiş fotoğrafları burada sergilenebilir. Ayrıca bazı milletvekillerinin TBMM’ye katılışlarının ilginç öyküleri de Plazma ekran’da canlandırma veya anlatım olarak burada izleyicilere aktarılabilir ( İstanbul’dan kaçışları, Anadolu’dan gelişleri gibi).


-Dönüşte koridorun sağında bulunan ilk oda ola Mebus Eşyaları odası yine TBMM’ye verilen milletvekili şahsi eşyalarının sergilendiği bir yer olabilir. Mustafa Kemal’in imzasını taşıyan mühür de burada gerekli açıklaması ile sergilenebilir. Burada uygun yerlerde ilgili fotoğraflar da segilenebilir (Erzurum Kongresi, Başkomutanlık emri v.s). Madalyalar daha canlı ve renkleri daha açıklayıcı bir biçimde sergilenebilir.
Burada sergilenen silahların bir başka bölüme alınması daha uygun olabilir.

-Hemen yanındaki Encümen odası ziyaretçilere Müze ve kurtuluş savaşı ile ilgili bazı temel bilgilerin aktarılacağı, görsel – işitsel metotlardan da yararlanılan bir bilgi aktarma ve anlatım odası olabilir.
Burada sergilenen makineli tüfeklerin de bir başka yere aktarılması daha uygun görünmektedir.

-Milletvekillerinin dinlenme odası olarak kullandıkları Kulis odası daha çok TBMM’de kullanılan ilk ve orijinal objelerin sergilendiği bir mekan olarak değerlendirilebilir. Zaten mevcut hali ile bu işlevi yerine getirmektedir. (TMMM’nin muhabere araçları, telsizler, İlk bayrak, ilk lamba, ilk sıralar, ilk öneri v s…)
TBMM’nin açılışında asılan bayrak mutlaka duvarda ve açılmış olarak sergilenmeli ve gerekli açıklamalar da yapılmalıdır. Ayrıca bayrağın ve diğer sergilenen objelerin olduğu fotoğraflar bulunarak ilgili yerlerde sergilenebilir.
Burada bulunan, Kazım Karabekir Paşa’ya Gümrü antlaşması sonrası hediye edilen yemek takımı burada değil, daha önce bahsedilen Mebus Eşyaları odasında sergilenebilir.
Yine bu bölümde bulunan istiklal madalyaları da Mebus Eşyaları odasında sergilenebilir.

-Şu anda Atatürk’ün bazı şahsi eşyalarının sergilendiği Encümen Odasının, Atatürk’ün eşyalarının Cumhuriyet müzesine taşınacağı göz önüne alınarak boş olacağı anlaşılmaktadır. Burasının Müzenim tanıtım kitap, broşür,biblo ve benzeri hatıra eşyalarının satıldığı bir yer olarak değerlendirilmesi mümkündür.

-Arada kaldığı düşünülürse, Mebus Eşyalarının sergilendiği baştaki oda ile yer değiştirilebilir. Ayrıca bu bölüme son toplantıda teklif edilen ve isteyen her ziyaretçinin müze, kurtuluş savaşı ve Atatürk ile ilgili duygu ve düşüncelerini yazabileceği bir büyük defter konulması da ilgi çekici olacaktır.



-Müzedeki son gezi yeri olan Riyaset Divanı odası yine mevcut hali ile kalmalıdır. Duvarlara Bakanlar Kurulunda görev alanların isimleri, bulunabilen resimleri de sergilenebilir. Bakanlar kurulunda alınan önemli kararlar yazı olarak duvarlarda sergilenebilir.

-Ayrıca, binanın üst katındaki (Belki alt katındaki ) uzun koridor(lar) sağlı – sollu olarak gerek eski gerekse yeni kurtuluş savaşını konu alan ve sanat değeri taşıyan yağlı boya tabloların sergilenmesine de elverişli görünmektedir. Gerekli olan yerlerde tablolarla ilgili açıklamalar da verilmelidir.

-Müzenin iki balkonunun kurtuluş savaşındaki işlevi buralara yerleştirilecek büyük ebadlı tablolar veya balkonu kaplayan ve dışardan ilgi uyandıran renklendirilmiş yada siyah – beyaz büyük fotoğraflarla ilgi çekici hale getirilebilir.

-Balkonlardaki korkulukların ahşap olması gerektiği düşünülmektedir. Bu konu da araştırılmalı ve bir karara bağlanmalıdır.


-Müzenin bahçesindeki topların niçin,nasıl ve ne zaman buraya getirildiğini belirten bir açıklama topların yanına konmalıdır. Ayrıca daha önce müze içersinde sergilenen silahlar da güvenlikli bir biçimde bahçede (ya da üst veya alt koridorların
birinde) sergilenebilir.

Kurtuluş Savaşı Müzesi ile ilgili düşünce ve önerilerim bulardır.


CUMHURİYET MÜZESİ İLE İLGİLİ ÖNERİLER

Cumhuriyet müzesinin girişte solda bulunan Tanıtım odası gezilmiş ve burada binanın tanıtımı ile Türkiye Cumhuriyetinin Anayasalarının sergilendiği bir bölüm yapılacağı bilgisi alınmıştır.

Girişte sağda bulunan Nümizmatik sergi bölümü de gezilmiştir.

Ayrıca Toplantı Salonu da gezilmiş ve burası için düşünülen yenilikler hakkında kısa bilgiler alınmıştır.

Buralarda ne gibi bir sergi yapılacağı ve nelerin vurgulanacağı konularında yeterli bilgi olmadığı için bu yerlerle ilgili bir öneri şu an yapılmayacaktır. Daha sonraki toplantı veya mekan gezilerinde, yenilikle ilgili ana düşünce ve sergilenmesi düşünülen objeler görüldüğünde önerilerin yapılmasının daha doğru olacağı düşünülmektedir.

Cumhuriyet Müzesinin üst katı da gezilmiştir. Hem dönemindeki Bakanlar Kurulu Toplantı Salonu, Cumhurbaşkanlığı Kabul Salonu, Cumhurbaşkanlığı odası, TBMM Başkanı odası gibi tarihi mekenlar olması hem de tavan süslemelerinin muhteşemliği dikkate alınarak üst katın da Müzenin gezi güzergahına dahil edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

Ayrıca bu müzenin bahçesinin de tarihi özellikleri anlatılarak gezi güzergahına alınmasının da çok yararlı olacağı düşünülmektedir.

Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet müzelerinin yenilenmesi ve geliştirilmesine yönelik ilk düşüncelerim ve önerilerim bunlardan ibarettir.

Saygılarımla arz eserim.

30 Kasım 2007Kırıkkale.

Prof.Dr. Cemalettin TAŞKIRAN
Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi

Hiç yorum yok: